accustomed to, tolerant or accepting of

listen to the pronunciation of accustomed to, tolerant or accepting of
Englisch - Türkisch

Definition von accustomed to, tolerant or accepting of im Englisch Türkisch wörterbuch

used to
alışkın olmak
used to
öğür
used to
-ardı
used to
alışık olmak
used to
yapardı

O nehir boyunca sık sık yürüyüş yapardım. - I used to often take walks along that river.

Bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın. - You used to do so when you were a university student.

used to
kullan

O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır. - That's the computer he used to write the article.

Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi. - My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.

used to
ederdi

O, bana Tom olarak hitap ederdi. - She used to address me as Tom.

Tom, Boston'dan nefret ederdi. - Tom used to hate Boston.

used to
geçmiş zamanda yapılan
used to
alışık

Bu ısıya alışık değilim. - I'm not used to this heat.

Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim. - I'm not used to making speeches in public.

used to
alışkın

O uzun mesafe yürümeye alışkın. - He is used to walking long distances.

Ne zaman yatmaya alışkınsın? - What time are you used to going to bed?

Englisch - Englisch
used to

He was shivering a little, for he had always been used to sleeping in a proper bed, and by this time his coat had worn so thin and threadbare from hugging that it was no longer any protection to him.

accustomed to, tolerant or accepting of
Favoriten