accompany; associate with

listen to the pronunciation of accompany; associate with
Englisch - Türkisch
eşlik; ortak ile
company
bölük
company
şirket

Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır. - Mr Kondo is the most hardworking in his company.

Alım, şirketin hesabında. - The purchase is on the company's account.

company
{i} birlik

Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi. - With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.

Şirkete annesiyle birlikte geldi. - He came in company with his mother.

company
{i} ortaklık

Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir. - Better to be alone than in bad company.

Bir ortaklık ister misin? - Do you want some company?

company
{i} misafirler; misafir
company
{i} topluluk
company
kuruluş

Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu. - The launching of the company was in 1950.

company
misafirler
company
mürettebat
company
arkadaş

O, çok iyi bir arkadaş değildir. - He is not very good company.

Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. - A person is known by the company he keeps.

company
dost

Tom şirkette benim dostumdur. - Tom is my ally at the company.

company
arkadaşlık

Sana arkadaşlık edebilir miyim? - Can I keep you company?

Bana kim arkadaşlık ederdi? - Who would keep me company?

company
company manners görgü kurallarına uygun davranışlar
company
{i} topluluk, kumpanya
company
tiyatro oyuncu topluluğu
company
(isim) şirket, ortaklık, birlik; arkadaşlık, eşlik, topluluk, toplantı, misafir; bölük, tayfa
company
(Avrupa Birliği) şirket, firma
company
(Sosyoloji, Toplumbilim) eşlik (etme)
Englisch - Englisch
{f} company
accompany; associate with
Favoriten