Onun belgelere erişim hakkı vardı.
- He had access to the papers.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
- She gave me access to her records.
Dağın zirvesine erişmek zordur.
- Access to the mountaintop is difficult.
Sami, Leyla'nın parasına erişmek istiyordu.
- Sami wanted to access Layla's money.
Bu ışıltılı aksesuvar senin svetşörtüne uymuyor. Bunu dene!
- That glittering accessory doesn't go with your sweatshirt. Try this on!
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.