Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Dağın zirvesine erişmek zordur.
- Access to the mountaintop is difficult.
Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
- Of course it's difficult to gain access to the Prime Minister.
Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır.
- Whenever an accident happens, the first thing the doctors look for is a bracelet, a necklace, or some accessory that can provide some information about the patient.
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
- The place is not accessible by land.
Polis yola girişi kısıtladı.
- The police restricted access to the road.
... a set of things-- getting access to-- if learning ...
... Tomorrow those without access to computers and the internet ...