Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
- He had plenty of money for his trip.
Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Pek çok insana danıştık.
- We consulted plenty of people.
O, muhtemelen pek çok.
- That's probably plenty.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Bu yıl bol karımız vardı.
- We have had plenty of snow this year.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Çok daha fazlasına sahibim.
- I've got plenty more.
Salonda çok fazla misafir vardı.
- There were plenty of guests in the hall.