abundance, fruitfulness

listen to the pronunciation of abundance, fruitfulness
Englisch - Türkisch

Definition von abundance, fruitfulness im Englisch Türkisch wörterbuch

plenty
gayet
plenteousness
bereket
plenteousness
bolluk
plenty
çokluk
plenty
bol miktar

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı. - He had plenty of money for his trip.

plenty
dili bol bol
plenty
{s} bir yığın
plenty
yetecek kadar
plenty
{s} pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Kalan pek çok şey var. - There's plenty of stuff left.

plenty
(sıfat) çok, bir yığın, pek çok, bol
plenty
{i} bereket
plenty
{s} bol

Bu yıl bol karımız vardı. - We have had plenty of snow this year.

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

plenty
dili pek çok
plenty
tamamen
plenty
bereketli
plenty
(zarf) bol bol, çok, gayet, tamamen
Englisch - Englisch
{n} plenty
{n} plenteousness
abundance, fruitfulness
Favoriten