Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
- He had plenty of money for his trip.
Pek çok insana danıştık.
- We consulted plenty of people.
Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum.
- I know that plenty of guys want to go out with you.
Bu yıl bol yağmur vardı.
- We have had plenty of rain this year.
Bu yıl bol karımız vardı.
- We have had plenty of snow this year.