Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

aboundance

listen to the pronunciation of aboundance
Englisch - Türkisch

Definition von aboundance im Englisch Türkisch wörterbuch

abundance
bolluk

Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla. - In times of abundance, remember the times of famine.

Bolluk içinde yaşıyor. - She lives in abundance.

abundance
{i} refah, varlık ve rahatlık
abundance
(isim) bolluk, bereket, taşkınlık, servet, zenginlik; coşkunluk
abundance
{i} servet

Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur. - How to distribute abundance is a great problem.

abundance
{i} taşkınlık
abundance
çok olma
abundance
varlık ve rahatlık
abundance
{i} bereket, bolluk
abundance
ganilik
abundance
çokluk
abundance
kesret
abundance
bereket,bolluk
abundance
Servet, refah
abundance
{i} coşkunluk
abundance
bollu

Isıtıcı sular, mercan resiflerine zarar verir ve birçok deniz türünün verimini, bolluğunu ve üretkenliğini değiştirir. - Warmer waters harm coral reefs and alter the distribution, abundance, and productivity of many marine species.

Kitapta bir resim bolluğu var. - There is an abundance of pictures in the book.

Englisch - Englisch
abundance