Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

ability to selectively perceive sensory stimuli

listen to the pronunciation of ability to selectively perceive sensory stimuli
Englisch - Türkisch

Definition von ability to selectively perceive sensory stimuli im Englisch Türkisch wörterbuch

attention
ilgi

Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur. - Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.

Sadece detaylara yakın ilgi göstermelisin. - You must give close attention to the merest details.

attention
özen

Yaptığın şeye özen göster. - Pay attention to what you're doing.

attention
dikkat

Birçok Avrupalı ​​araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor. - Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.

Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin. - You should pay more attention to your own safety.

attention
{i} ilgilenme

Tom'la ilgilenmekten vazgeçtim. - I stopped paying attention to Tom.

Erkeklerden hiç biri Mary ile ilgilenmedi. - None of the boys paid any attention to Mary.

attention
(Askeri) esas duruş
attention
hizmet
attention
kayıt
attention
titizlik
attention
dikkat verme

Sürücülerin tafik ışıklarına dikkat vermeleri gerek. - Drivers need to pay attention to the traffic lights.

attention
hazırol yağdayı
attention
aşığın sevgilisine gösterdiği ilgi
attention
{i} kur
attention
{i} iltifat

Tom Mary'nin iltifatıyla pohpohlandı. - Tom was flattered by Mary's attention.

Kadınlar iltifattan hoşlanırlar. - Women like attention.

attention
{i} ask. esas duruş/vaziyet
attention
Attention I Hazır ol I attention span bir kimsenin konu degiştirmeden aynı şeye dikkat edebildiği müddet
attention
meşgul olma
attention
teveccuh
attention
(Askeri) ESAS DURUŞ: Gözler tam ilerde, eller yanlarda, topuklar bitişik, ayak uçları 45 yanlara açık, hazır ve uyanık vaziyette, ayakta dik duruş. At veya araca binmiş, silah taşıyan vesaire şahıslar için de, ayrıca esas vaziyetleri tarif edilmiştir. Bu vaziyette, tam sessizlik ve hareketsizlik esastır. 2. HAZIR OL ! Bu vaziyeti almak için verilen komut
Englisch - Englisch
attention
ability to selectively perceive sensory stimuli

    Silbentrennung

    a·bi·li·ty to se·lec·tive·ly per·ceive sen·so·ry sti·mu·li

    Türkische aussprache

    ıbîlıti tı sılektîvli pırsiv sensıri stîmyılay

    Aussprache

    /əˈbələtē tə səˈlektəvlē pərˈsēv ˈsensərē ˈstəmyəˌlī/ /əˈbɪlətiː tə səˈlɛktɪvliː pɜrˈsiːv ˈsɛnsɜriː ˈstɪmjəˌlaɪ/
Favoriten