Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.
- Taro has a strong sense of responsibility.
O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor.
- That absolves me from further responsibility.
Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi.
- The group claimed responsibility for the bombings.
Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.
- Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility.