Tom öyle travma geçirmiş ki güçlükle konuşuyordu.
- Tom was so traumatized he could barely speak.
Tom'un cesedinin üzerinde hiçbir travma belirtisi yok.
- There are no signs of trauma on Tom's corpse.
Seni sarsıntı geçirmiş halde hayal edemiyorum.
- I can't picture you traumatized.
Bu kaza onu psikolojik olarak travmatize etti.
- This accident has psychologically traumatized him.
Bu kaza onda psikolojik travmaya neden oldu.
- This accident has caused him psychological trauma.