Benim yazım, konuşmamdan daha iyidir.
- My writing is better than my speaking.
Konuşmam ve dinlemem, yazım kadar iyi değildir.
- My speaking and listening are not as good as my writing.
Bir mektup yazıyorum.
- I'm writing a letter.
Gerçekten bu anlaşmayı yazılı olarak kayıt altına almanız gerekir.
- You really should get this agreement down in writing.
Birkaç hata dışında yazınız iyi.
- Your writing is good except for a few mistakes.
Ona her hafta yazdığını hatırlıyor.
- He remembers writing to her every week.
Bir mektup yazıyorum.
- I'm writing a letter.
O bazı arkadaşlarına yazıyor.
- He is writing to some friends of his.
O, denemesini yazarak çok zaman harcadı.
- She spent a lot of time writing her essay.
En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.
- He made a fortune by writing a best selling novel.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Okumayı yazmaya tercih ederim.
- I prefer reading to writing.
O şimdi bir mektup yazıyor.
- She is writing a letter now.
Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor.
- Tom has been teaching creative writing for the past three years.
O da bir kitap yazıyor.
- She's also writing a book.
O da bir kitap yazıyor.
- He is also writing a book.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
- There were a lot of writings about homosexuality.
Yazı yazmaktan usandım.
- I'm tired of writing.
Yazı yazmanın amacı, başkalarını görmesini sağlamaktır.
- The goal of writing is to make others see.