a woman; a female; used substantively

listen to the pronunciation of a woman; a female; used substantively
Englisch - Türkisch

Definition von a woman; a female; used substantively im Englisch Türkisch wörterbuch

she
{i} kadın

455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez. - One out of 455 women doesn't realize she's pregnant until the twentieth week of pregnancy.

O bencil bir kadındır. - She is a selfish woman.

she
dişi hayvan
she
(dişil) o
she
o
she
(ülkeler ve taşıtlar için) o
she
(isim) kadın
she
{z} dişil o
she
she bear dişi ayı
she
dişi

Son elli senedir canını dişine takıp çalışıyor! Kendini tükenmiş hissetmesi çok normal! - She's been working her butt off for the last 50 years! Of course, she feels burnt out!

O kötü bir dişini çektirdi. - She had a bad tooth taken out.

she
{s} dişi: she-goat keçi
Englisch - Englisch
she
a woman; a female; used substantively
Favoriten