Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Onlar vagonları sürdü ve malzemeleri taşıdı.
- They drove wagons and carried supplies.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
O, bir Japon otomobiline sahiptir.
- He has a Japanese car.
Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
- They're taking the freight out of the train car.
Marco'nun arabasının adı Thunder Gianttir.
- The name of Marco's car is 'Thunder Giant'.
Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım.
- I am surprised that your family has a Japanese car.