Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
- The company appealed for people to take voluntary resignation.
Bu tamamen gönüllüydü.
- This was totally voluntary.
O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
- She resolved to work as a volunteer.
Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
- She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
Bağışlar isteğe bağlıdır.
- Donations are voluntary.
Belkide gönüllü olmaya istekli olurdun.
- Perhaps you'd be willing to volunteer.
... by it. She was a very, very active volunteer in the campaign in St. Louis, Missouri. And ...
... volunteer ...