a volume in which we read or write

listen to the pronunciation of a volume in which we read or write
Englisch - Türkisch

Definition von a volume in which we read or write im Englisch Türkisch wörterbuch

book
{f} ayırtmak

Otelde bir oda ayırtmak zorundayım. - I have to book a hotel room.

Bir yatak odası ayırtmak istiyorum. - I'd like to book a bedroom.

book
{f} tutmak

Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim. - I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.

book
{i} liste

Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak. - If the list of books is too long, please leave out all foreign books.

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak. - The books which are on that list will be difficult to find in Japan.

book
{f} yer ayırmak
book
{i} libretto
book
{i} opera metni
book
{f} rezerve et
book
{f} (polis) (sanığı/cezaya çarptırılan birini) kayda geçirmek
book
karakolda suçlu olarak kaydetmek
book
bap
book
{f} ayırmak
book
peylemek
book
sanığı kayda geçirmek
book
rezervasyon yaptırmak
book
kayıt

Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar - Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.

book
deftere geçirmek
book
defter

Adres defterimi odamda bıraktım. - I left my address book in my room.

O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti. - In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.

book
deste

Bu raflar birçok kitabı destekleyemez. - These shelves cannot support so many books.

book
{f} deftere işlemek
Englisch - Englisch
{n} book
a volume in which we read or write

    Silbentrennung

    a vol·ume in which we read or write

    Türkische aussprache

    ı välyum în hwîç wi rid ır rayt

    Aussprache

    /ə ˈvälyo͞om ən ˈhwəʧ ˈwē ˈrēd ər ˈrīt/ /ə ˈvɑːljuːm ɪn ˈhwɪʧ ˈwiː ˈriːd ɜr ˈraɪt/
Favoriten