Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.
- The fury of the storm frightened the children.
Tom odaya hücum etti.
- Tom stormed into the room.
Tom ofise hücum etti.
- Tom stormed into the office.
On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı.
- Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel.