Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
- To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Bu onun ailesine olan aşkının derinliğini gösterir.
- It shows the depth of his love for his family.
Nehrin derinliğini ölçtük.
- We measured the depth of the river.
Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.
- What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.