Sen benim gözlerim için bir ziyafetsin.
- You are a feast for my eyes.
Bu konuda gözlerine ziyafet çek.
- Feast your eyes on this.
Böyle bir şölen krallara yakışır!
- A feast like this is fit for a king!
O bayram şimdiye kadar yaşadıklarımın en iyisiydi.
- That feast was one of the best I ever had.
Bayram bütün gece sürecekti.
- The feast was to last all night.
We had a feast to celebrate the harvest.