Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
- You'll be able to drive a car in a few days.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Biz Tom'u ziyaret ederken geçen ay bir kaç gün Boston'daydık.
- We were in Boston last month for a few days visiting Tom.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Çok az sayıda samimi arkadaşı var.
- She has very few close friends.
Managua'da çok az Amerikan yerlisi vardır.
- There are very few Native Americans in Managua.
... Whereas, there may be a very few who really was looking for ...
... So I have had very few, I should ...