a verbal dispute; a quarrel

listen to the pronunciation of a verbal dispute; a quarrel
Englisch - Türkisch

Definition von a verbal dispute; a quarrel im Englisch Türkisch wörterbuch

argument
argüman

Onun argümanı mantıklı idi. - His argument was logical.

Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün. - Only in philosophy can you use a circular argument and get praised for it.

argument
sav

Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur. - The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.

Avukat savunmada niçin kaybetti? - Why did the lawyer lose in the argument?

argument
tartışma

Tartışma geçersizdir. - The argument is full of holes.

Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım. - I took sides with them in the argument.

argument
{i} kanıt

Savaş için bir kanıt sundu. - He presented an argument for the war.

argument
{i} iddia

Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi. - The argument that smoking is injurious has become accepted.

Onun iddiası seninkinden daha radikal. - His argument is more radical than yours.

argument
atışma
argument
hüccet
argument
(Bilgisayar) değişken
argument
yargılama
argument
(Dilbilim) katılan
argument
akıl yürütme
argument
(Dilbilim) öznelik
argument
anlaşmazlık
argument
münakaşa
argument
düşünme
argument
{i} konu

Konuşmacının tartışması konuyla alâkasızdı. - The speaker's argument was off the point.

O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı. - Tom hasn't talked to me since we had that argument.

argument
müzakere
argument
bağımsız değişke argüman
Englisch - Englisch
argument
a verbal dispute; a quarrel
Favoriten