Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a vacuum cleaner

listen to the pronunciation of a vacuum cleaner
Englisch - Türkisch

Definition von a vacuum cleaner im Englisch Türkisch wörterbuch

vacuum
vakum

Bu deney için onların tam bir vakuma ihtiyacı var. - For that experiment they need a complete vacuum.

Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor. - A Florida city is responding to regular tidal flooding by sending out tanker trucks equipped with vacuum hoses to suck saltwater off the streets.

vacuum
hava boşluğu
vacuum cleaner
elektrik süpürgesi

Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi. - I sucked up the dust on the floor with a vacuum cleaner.

vacuum
(Kimya) boşay
vacuum
boşluk
vacuum
çıngı süpürgesiyle temizlemek
vacuum cleaner
çıngı süpürgesi
vacuum cleaner
vakumlu temizleyici
Vacuum cleaner
elektirikli süpürge
vac
izin

Ben ücretli izindeyim. - I'm on a paid vacation.

Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar. - Workers in France receive four weeks of paid vacation each year.

vac
tatil

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil. - She is never online, even during her vacation.

Bu yaz tatili çok çabuk bitti. - The summer vacation has come to an end too soon.

vacuum
{f} vakumla

Ürün onu taze tutmak için vakumla kapatılır. - The product is vacuum-sealed to keep it fresh.

vacuum
vacuum bottle termos
vacuum
{i} vakum,vakum
vacuum
(fiil)kumlu
vacuum
(fiil) elektrik süpürgesi ile temizlemek
vacuum
elektrik süpürgesi kullanmak
vacuum
elektrik süpürgesi

Tom'un köpeği elektrik süpürgesiyle temizlenmeyi sever. - Tom's dog likes to be vacuumed.

Dan arabasını elektrik süpürgesiyle temizledi. - Dan vacuumed his car.

vacuum
{i} emme

Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor. - A Florida city is responding to regular tidal flooding by sending out tanker trucks equipped with vacuum hoses to suck saltwater off the streets.

vacuum
vacuumpacked içindeki hava boşaltılıp kapatıl
vacuum
{i} boşluk, vakum. f., k.dili. elektrik süpürgesiyle temizlemek
vacuum cleaner
hava emişli temizleyici
Englisch - Englisch
vac
vacuum
vacuum cleaner
A domestic or industrial mobile machine for cleaning floors and similar surfaces that draws dust and other particles into a container (often a bag) by the suction created by an electric motor driving a fan
vacuum cleaner
by suction
vacuum cleaner
device used for cleaning which sucks in dirt by creating a vacuum
vacuum cleaner
A machine for cleaning carpets, tapestry, upholstered work, etc
vacuum cleaner
A vacuum cleaner or a vacuum is an electric machine which sucks up dust and dirt from carpets. An electrical appliance that cleans surfaces by suction. a machine that cleans floors by sucking up dirt British Equivalent: hoover&trade
vacuum cleaner
an electrical home appliance that cleans by suction
a vacuum cleaner

    Silbentrennung

    a va·cu·um clean·er

    Türkische aussprache

    ı väkyum klinır

    Aussprache

    /ə ˈvakyo͞om ˈklēnər/ /ə ˈvækjuːm ˈkliːnɜr/
Favoriten