O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri.
- This is one of the fish that Tom caught.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
- It is a fine day and I feel like going fishing.
Burada balık tutmak yasaktır.
- Fishing is prohibited here.
Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer.
- Some of the boys are fishing and the others are swimming.
Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır.
- Fishing is the only thing Tom wants to do.
Geçen hafta yakaladığım yılan balığı hâlâ canlı.
- The eel I caught last week is still alive.
Dünyanın en yaşlı yılan balığı Åle yakın zamanda öldü. Yaklaşık olarak 150 yaşındaydı.
- Åle, the world's oldest eel, just died. He was approximately 150 years old.