Kaza haberi benim için büyük bir şok oldu
- The news of the accident was a great shock to me.
Şoktan dolayı çıldırdı.
- She went mad because of the shock.
Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
- The crowd looked shocked.
Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
- Tom looked a little shocked.
Bu saat darbeye dayanıklı.
- This watch is shock-proof.