a trip in a boat, especially a sailboat

listen to the pronunciation of a trip in a boat, especially a sailboat
Englisch - Türkisch

Definition von a trip in a boat, especially a sailboat im Englisch Türkisch wörterbuch

sail
yelken

Yokohama'dan Kobe'ye yelkenli ile gittik. - We sailed from Yokohama to Kobe.

Rüzgara karşı yelken açtık. - We sailed against the wind.

sail
süzülmek
sail
(Askeri) gemi ya da yelkenli ile gitmek
sail
kolayca geçmek
sail
gitmek
sail
gemi

Gemi yarın Honolulu'ya denize açılacak. - The ship sails for Honolulu tomorrow.

Bu gemi sefere çıkmak üzeredir. - The ship is about to set sail.

sail
yel değirmeni yelpazesi
sail
{f} gemi ile gitmek
sail
{i} deniz yolculuğu

Tom'la deniz yolculuğuna gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum. - I'm really looking forward to going sailing with Tom.

sail
{f} tehlikeli bir yolda gitmek, tehlikeli bir şekilde hareket etmek
sail
{f} gururla hareket etmek
sail
{i} yelkenler

Ben rüzgarın yönünü değiştiremem, ama her zaman benim hedefe ulaşmak için benim yelkenleri ayarlayabilirim. - I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.

Bütün yelkenler indirildi. - All the sails were taken down.

sail
{f} yüzdürmek
sail
yelkenle seyretmek
sail
{f} havada süzülmek
sail
{i} gemi ile yolculuk
sail
havada uçmak
Englisch - Englisch
sail

Let's go for a sail.

a trip in a boat, especially a sailboat
Favoriten