Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a touch, juncture, very close union

listen to the pronunciation of a touch, juncture, very close union
Englisch - Türkisch

Definition von a touch, juncture, very close union im Englisch Türkisch wörterbuch

contact
(Biyokimya) dokunum
contact
(Jeoloji) dokanak
contact
irtibatlandırmak
contact
bağ

O, telefonla onunla bağlantı kuramadı. - She wasn't able to contact him by phone.

Sanırım onunla bağlantı kurmamın zamanıdır. - I think it's time for me to contact her.

contact
aracılık yapan kimse
contact
iletişime geçmek

Herhangi bir sorunuz varsa, lütfen benimle iletişime geçmekten çekinmeyin. - If you have any questions, please don't hesitate to contact me.

Tom'un bir telefonu yok, bu yüzden onunla iletişime geçmek zor. - Tom doesn't have a phone, so it's difficult to contact him.

contact
haber veren kimse
contact
bağlantı kurmak

Onlar bizimle tekrar bağlantı kurmak istediler mi? - Did they want to contact us again?

Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onun telefon numarasını biliyor musun? - I want to contact him. Do you know his phone number?

contact
{f} irtibat kurmak

Biz Tom'la irtibat kurmak zorundayız. - We've got to contact Tom.

Benimle irtibat kurmaktan çekinme. - Feel free to contact me.

contact
{f} görüşmek
contact
{i} ilişki

Tom Mary ile gizlice ilişki kuruyor. - Tom has secretly been contacting Mary.

contact
{f} temasa geçmek

Boston'da temasa geçmek zorunda olduğum birisi var. - There's someone I have to contact in Boston.

Sen bizimle tekrar temasa geçmek istedin mi? - Did you want to contact us again?

contact
kontaklens
contact
bulaşıcı hastalık nakledebilen kimse
contact
(isim) temas, dokunma, ilişki, bağlantı, tanıdık, portör, taşıyıcı
contact
contact flight görerek uçuş
contact
(Nükleer Bilimler) temas,değme
contact
{f} dokunmak
Englisch - Englisch
{n} contact
a touch, juncture, very close union
Favoriten