Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.
- A sharp tongue is the only edged tool that grows keener with constant use.
Kendi takımlarıma ihtiyacım olacak.
- I'll need my own tools.
Lütfen araç takımınızı getirin.
- Please bring your toolkit.
Tom Noel'de, oyuncak bir çekiç ve bir alet kutusu aldı.
- Tom got a toy hammer and toolbox for Christmas.
İnsan araçları kullanmayı erken öğrendi.
- Man learned early to use tools.
Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
- Bicycles are tools for urban sustainability.
Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
- I need a tool for pulling weeds in my garden.
Tesisatçı bizim lavaboyu tamir etmek için birçok alet kullandı.
- The plumber used many tools to fix our sink.
Ben küçük bir parça kullanarak el fenerini onardım.
- I fixed the flashlight using a small tool.
Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır.
- A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.
The software engineer had been developing lots of EDA tools.
He won't sell us tickets because it's 3:00, and they went off sale at 2:59. That guy's such a tool.
Dude, he's not your friend. He's just tooling you.
He was a tool, no more than a pawn to her.
... Law, of course, is also a tool. ...
... which would obviously provide a very important tool in restricting the further proliferation ...