a threadlike crease marking the face or the hand; hence, characteristic mark

listen to the pronunciation of a threadlike crease marking the face or the hand; hence, characteristic mark
Englisch - Türkisch

Definition von a threadlike crease marking the face or the hand; hence, characteristic mark im Englisch Türkisch wörterbuch

line
{i} hat

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

Havalanından şehir merkezine hangi demir yolu hattını kullanacağımı bana söyle lütfen. - Please tell me which railway line to use from the airport to downtown.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş. - The playground is divided into three areas by white lines.

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı. - Tom had to wait in line for three hours.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

line
dizgin
Englisch - Englisch
line
a threadlike crease marking the face or the hand; hence, characteristic mark

    Silbentrennung

    a thread·like crease mark·ing the face or the hand; hence, char·ac·ter·is·tic mark

    Aussprache

Favoriten