a thing uncommon, wonderful, or noticeable; something considerable

listen to the pronunciation of a thing uncommon, wonderful, or noticeable; something considerable
Englisch - Türkisch

Definition von a thing uncommon, wonderful, or noticeable; something considerable im Englisch Türkisch wörterbuch

much
çok

Çok fazla yersen şişmanlarsın. - If you eat too much you will become fat.

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum. - I like coffee much more than tea.

much
{i} çok şey

Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun? - How come you know so much about Japanese history?

Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok. - There is not much I can do to help, I am afraid.

much
fazlaca
much
pek

Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor. - Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much.

Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur. - Tom and Mary don't have much in common.

much
belirli bir miktar
much
aşağı yukarı

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır? - How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?

much
ziyade
much
köp

Ben köpekleri çok severim. - I like dogs very much.

Büyük bir köprü değildi. - It wasn't much of a bridge.

much
hemen hemen

Bilmen gereken her şey hemen hemen bu. - That's pretty much everything you need to know.

O iş hemen hemen bitti. - That job is pretty much finished.

much
klymet vermek
much
{s} çok, epey, hayli, pek: I'm feeling much
much
çokça
much
önemli şey
much
make much of çok önem vermek
much
(sıfat) çok, fazla, hayli
much
fazla derecede
much
çok miktarda şey
much
büyük kısım
Englisch - Englisch
much
a thing uncommon, wonderful, or noticeable; something considerable

    Silbentrennung

    a thing uncommon, wonderful, or noticeable; some·thing con·sid·e·ra·ble

    Aussprache

Favoriten