a thing not discovered; what is unknown or unexplained; a mystery

listen to the pronunciation of a thing not discovered; what is unknown or unexplained; a mystery
Englisch - Türkisch

Definition von a thing not discovered; what is unknown or unexplained; a mystery im Englisch Türkisch wörterbuch

secret
sır

Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim. - I promised him to keep it secret.

O, asla sır saklayamaz. - She can never keep a secret.

secret
{s} gizli

Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır. - The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.

Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor. - The secret service guards him against attack.

secret
(Bilgisayar) parola
secret
esrarlı
secret
yaşırın
secret
saklı

Onu saklı tutmak için hiçbir neden yok. - There's no reason to keep it a secret.

Tom sırları bizden saklıyor. - Tom has been keeping secrets from us.

secret
gizem

Neden bu kadar gizemlisin? - Why are you so secretive?

Evren gizemlerle dolu. - The universe is full of secrets.

secret
gizemli

Belki bazen fazla gizemliyimdir. - Perhaps I'm sometimes too secretive.

Bu albümde saklı gizemli şarkı var. - There's a secret song hidden on this album.

secret
esrar
secret
secret police gizli polis teşkilatı
secret
anlaşılmaz şey
secret
muamma
secret
(isim) bilinmeyen, sır, giz, gizem, gizli şey
secret
secret service hafiye teşkilâtı
secret
in on the sec
secret
{i} gizli şey
secret
(Askeri) GİZLİ: Bu gibi bilgi ve malzemeye verilen gizlilik derecesi. Bak. "classified matter" ve "defense classification"
secret
{i} giz

Bunu gizli tutmak niyetinde değildim. - I didn't mean to keep it secret.

Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor. - The secret service guards him against attack.

Englisch - Englisch
secret
a thing not discovered; what is unknown or unexplained; a mystery
Favoriten