a thing; the particular thing; a matter; a point

listen to the pronunciation of a thing; the particular thing; a matter; a point
Englisch - Türkisch

Definition von a thing; the particular thing; a matter; a point im Englisch Türkisch wörterbuch

res
konu

Bir karşılama konuşmasını yanıtladı. - He responded to a speech of welcome.

Doktor hastanın çok dinlenmesi konusunda ısrar etti. - The doctor insisted that the patient get plenty of rest.

res
tek
res
{i} mesele

Bu meselenin hızla çözüleceğini umuyorum. - I hope this matter is resolved quickly.

res
belirli bir şey
res
res judicata Lat
res
{i} şey
res
mahkemece karar verilmiş mesele
Englisch - Englisch
res
a thing; the particular thing; a matter; a point
Favoriten