Çivi onun ceketini yırttı.
- The nail tore his jacket.
Bir çivi lastiği patlatmış
- A nail punctured the tire.
Tom çivileri çıkardı.
- Tom pulled out the nails.
Onlar çivileri söktü.
- They pulled out the nails.
Sanırım onu yakaladın.
- I think you nailed it.
Onları nerede yakaladın?
- Where did you nail them?