Bebeğin bakımı benim görevim.
- Taking care of the baby is my job.
Onun resmî iş görevleri nelerdir?
- What are his official job duties?
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Bu görevi başka bir kişiye vermelisin.
- You should give this task to some other person.
İşinden ayrılmaya karar verdi.
- She decided to quit her job.
Ann, bir iş bulamıyor.
- Ann can't find a job.
Biri eğitimle mesleki eğitimi karıştırmamalı.
- One should not confuse education with job training.
Ben meslek hakkında buradayım.
- I'm here about the job.
Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak.
- Your robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.
Bir ülkeyi yönetmek kolay bir iş değildir.
- To rule a country is not an easy task.
Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
- I do a good job with my work.
Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
- Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
Tom işini bırakması gerektiği konusunda Mary'yi ikna etmekte zorluk yaşadı.
- Tom had difficulty convincing Mary that she should quit her job.
Tom, Mary'yi işinden ayrılmaya ikna etmekte zorluk yaşadı.
- Tom had difficulty convincing Mary to quit her job.
İyi bir iş yapmak istiyorsanız acele etmeyin.
- If you want to do a good job, don't rush through it.
Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.
- Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.
... And that's the important part of keeping this task ...
... archaeologist are still at work here the task at hand is gigantic giving the size ...