En yakın süpermarket nerede?
- Where's the nearest supermarket?
Süpermarketten ne alır?
- What does he buy at the supermarket?
Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
- Superconductivity is a physical property.
Tom aşırı etkilenmişti.
- Tom was super impressed.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Üstlerine karşı saygıyla davranır.
- He behaves respectfully toward his superiors.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
- ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
Filipinler o yıl yirmiden fazla süper tayfun yaşadı.
- The Philippines experienced more than twenty super typhoons that year.
Bunu şarabın üstün kalitesine bağlıyorum efendim.
- I attribute it to the superior quality of the wine, sir.
Ben bunu süpermarket yolu üzerinde buldum.
- I found this on the way to the supermarket.
Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.
- A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.
O'nun mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that he is a superb pianist.
Tom idari bir gözetmen.
- Tom is an administrative supervisor.
Gözetmenini görmek istiyorum.
- I want to see your supervisor.
Tom Jackson kapıcıdır.
- Tom Jackson is the superintendent.
The question is: when is the best time to super?.
The party was super awesome.
Jane looked forward to collecting a large super payout when she retired.
... of tiny, little rubber bands. So if I had a super-microscope shown here and I could ...
... Super popular. ...