a sufficient or adequate number, amount, etc

listen to the pronunciation of a sufficient or adequate number, amount, etc
Englisch - Türkisch

Definition von a sufficient or adequate number, amount, etc im Englisch Türkisch wörterbuch

enough
{s} kâfi

O şimdilik kâfi gelecektir. - That will be enough for the time being.

enough
yeter

On bin yen yeterli mi? - Is ten thousand yen enough?

Twitter yeterince iyi değil. - Twitter is not good enough.

enough
{s} yeterli

Hepimiz için yeterli yiyecek vardı. - There was food enough for us all.

Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu? - Does Tom earn enough money to live in the city?

enough
yeterince

Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu? - Is the central heating warm enough in the winter?

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır. - Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.

enough
elverir
enough
çıkışmak
enough
interj. yeter, bıktım
enough
yeteri kadar

Onların yeteri kadar altını yoktu. - They did not have enough gold.

Sadece yeteri kadar kaynatılır. - It is boiled just enough.

enough
bes

Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil. - This isn't enough food to feed everyone.

Bu yiyecek yeterince besleyici değil. - This food's not nourishing enough.

enough
oddly enough işin tuhaf tarafı şu ki
enough
(İnşaat) yeterli, kafi
enough
{i} yeterli miktar

Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır. - It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.

Markku ve Liisa kıt kanaat geçinecek kadar yeterli miktara sahipti. - Markku and Liisa had just enough to keep the wolf from the door.

enough
{ü} bıktım
enough
{s} yeterli, kâfi. z. kâfi derecede
enough
I have had enough ofArtık ondan bıktım Burama kadar geldi
Englisch - Englisch
enough
a sufficient or adequate number, amount, etc
Favoriten