Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?
- He said to himself, Will this operation result in success?
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
- They helped one another to make the school festival a success.
Çalışkanlık onu başarıya götürdü.
- Diligence led him to success.
Zor iş genellikle başarıya götürür.
- Hard work often leads to success.
His third attempt to pass the entrance exam was a success.
The new range of toys has been a resounding success.
... to benefit from their own success. You know, it has been said that no one every washed ...
... if success was one of possible outcomes. ...