a struggle, strong endeavor, attempt

listen to the pronunciation of a struggle, strong endeavor, attempt
Englisch - Türkisch

Definition von a struggle, strong endeavor, attempt im Englisch Türkisch wörterbuch

effort
{i} gayret

Gayretin övgüye şayan. - Your effort deserves praise.

Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz. - No one can master English if he doesn't make effort.

effort
{i} çaba

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

Çaba güzel sonuçlar üretir. - Effort produces fine results.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer. - Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.

Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı. - It was a collaborative effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz. - Everybody learns their own language and never make any effort to learn even one word of other languages.

O, çaba harcamadan ağaca tırmandı. - He climbed up the tree without effort.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
Englisch - Englisch
{n} effort
a struggle, strong endeavor, attempt
Favoriten