Manzaranın güzelliği kelimelerle tarif edilemezdir.
- The beauty of the sight is beyond description.
O ülkenin güzelliği tarifin ötesindedir.
- The beauty of that country is beyond description.
Bu yazarın kitapları bana uygun gelmiyor çünkü erotik tasvirler fazla sapıkça.
- This author's books don't suit me because the erotic descriptions are too perverted.
Tom'un tasviri doğruydu.
- Tom's description was accurate.
Manzara kelimelerle tanımlanamıyordu.
- The scenery was beyond description.
Adam tanımlamaya uyuyordu.
- The man answered to the description.
Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.
- The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.
Bana hırsızın kısa bir açıklamasını verebilir misin?
- Can you give me a brief description of the thief?
Tom'un açıklaması doğruydu.
- Tom's description was accurate.
Sami polise şüphelinin bir eşkalini verdi.
- Sami gave police a description of the suspect.
Görüş, açıklamanın ötesinde görkemli oldu.
- The sight was splendid beyond description.
O, orada ne olduğu ile ilgili güzel bir açıklama yazdı.
- He wrote a fine description of what happened there.
Adam tanımlamaya uyuyordu.
- The man answered to the description.
İşte kısa bir tanımlama.
- Here is a brief description.