Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a state of having a disagreement; argument

listen to the pronunciation of a state of having a disagreement; argument
Englisch - Türkisch

Definition von a state of having a disagreement; argument im Englisch Türkisch wörterbuch

dispute
{f} çekişmek
dispute
tartışmak
dispute
{i} tartışma

Ancak uzun bir tartışmadan sonra bir sonuca vardılar. - Only after a long dispute did they come to a conclusion.

Tartışma sonunda halledildi. - The dispute was finally settled.

dispute
çekişme
dispute
{i} ihtilaf

Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti. - Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.

İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı. - The two countries came to a political settlement over this dispute.

dispute
cedel
dispute
karşı gelmek
dispute
sürtüşmek
dispute
kavga
dispute
uyuşmazlık
dispute
anlaşmazlık

Ülkeler barışçıl amaçlarla anlaşmazlıkları çözmekle ilgileniyorlardı. - The countries concerned settled the dispute by peaceful means.

Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı. - The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method.

dispute
karşı çıkmak
dispute
(Askeri) TARTIŞMA, MÜCADELE, ANLAŞMAZLIK
dispute
{i} tartışma, münakaşa
dispute
bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek
dispute
{f} şüphe etmek
dispute
{f} itiraz etmek
Englisch - Englisch
dispute
a state of having a disagreement; argument
Favoriten