İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.
- It looks like it will start pouring any second now. Better take an umbrella.
2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.
- When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.
Onun küçük kız kardeşi ünlü bir televizyon yıldızı.
- His younger sister is a famous TV star.
O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.
- She started pursuing him before he became famous.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.
- The footnotes are marked with an asterisk.
Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.
- They don't know how to use an asterisk.
Bir asteroid, Rusya'daki Çelyabinsk üzerinde patladı.
- An asteroid exploded over Chelyabinsk in Russia.
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
- No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
O küçük yıldız en parlaktır.
- That small star is brightest.
Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor.
- The stars are shining brightly tonight.
Yıldızlar büyüktür, çünkü onlar sıcaktır; onların yakıtı bittiğinde, onlar çökerler.
- Stars are big, because they're hot; when their fuel is exhausted, they collapse.
Başlangıç için Kudüsü ziyaret ettim-üç büyük din için kutsal bir yer.
- For a start, I visited Jerusalem - a sacred place for three major religions.
Hala hayatta olduğum için şansıma şükrediyorum.
- I thank my lucky stars that I'm still alive.
Sana bir şans veriyorum.
- I am giving you a star.
by the changes and enter-caprings of which, the revolutions, motions, cadences, and carrols of the asters and planets are caused and transported.
His teacher tells us he is a star pupil.
The coat is lined with fur.
- Bu ceket kürkle astarlanmıştır.
... Well, maybe you don't want to look like a refugee from Star Trek, kids of course love ...
... [ Music ] >>Paul Joyce: Didn't we play Shining Star ...