a spontaneous or unposed photograph

listen to the pronunciation of a spontaneous or unposed photograph
Englisch - Türkisch

Definition von a spontaneous or unposed photograph im Englisch Türkisch wörterbuch

candid
içten
candid
{s} samimi

Seninle samimi olmak istiyorum. - I wish to be candid with you.

Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın. - You have to be up-front and candid at interviews.

candid
dobra
candid
asıl fikrini gizlemeyen
candid
dobra dobra
candid
(Televizyon) gizli kamera
candid
dürüst

Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın. - You have to be up-front and candid at interviews.

candid
(kamera) gizli
candid
{s} tarafsız
candid
{s} candan
candid
candidness samimiyet
candid
(sıfat) samimi, candan, içten, açık, dürüst, saf, tarafsız; gizli çekimde kullanılan
candid
{s} gerçek, asıl (fikir)
candid
riyasız
candid
candid camera photographs kusurları gizlemeyen fotoğraflar
candid
tarafsızca
candid
{s} gizli çekimde kullanılan
candid
{s} açık, asıl fikrini gizlemeyen; açık yürekli, samimi, içten
Englisch - Englisch
candid

His portraits looked stiff and formal but his candids showed life being lived.

a spontaneous or unposed photograph
Favoriten