a speech, prayer, dexterity, direction, manner or speaking

listen to the pronunciation of a speech, prayer, dexterity, direction, manner or speaking
Englisch - Türkisch

Definition von a speech, prayer, dexterity, direction, manner or speaking im Englisch Türkisch wörterbuch

address
hitap etmek

Ona doktor olarak hitap etmek daha iyi olabilir. - It might be better to address her as Doctor.

address
söylev
address
adres

Korkarım ki koliyi hatalı şekilde adresledim. - I'm afraid I have addressed the parcel wrongly.

Lütfen adresini bana söyle. - Please tell me your address.

address
{i} hitabe

Bu size hitaben yazılmış bir mektup. - This letter is addressed to you.

Amcasına hitaben bir mektup gönderdi. - He sent a letter addressed to his uncle.

address
adreslemek
address
nutuk söylemek
address
kendini bir işe adamak
address
hal ve tavır
address
{f} söylev vermek
address
ünvan
address
adres yazmak
address
{i} dilekçe
address
Üzerinde düşünmek, ele almak

This issue needs to be addressed.

address
{i} hüner
address
{f} göndermek

Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum. - Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.

address
sanat
address
{i} konuşma

Konuşma radyo tarafından yayınlandı. - The address was transmitted by radio.

Gazetecilerle kendisi konuşma yaptı. - He addressed himself to the reporters.

address
{i} söylev, nutuk
Englisch - Englisch
{n} address
a speech, prayer, dexterity, direction, manner or speaking
Favoriten