a space between the timbers of a ship's frame

listen to the pronunciation of a space between the timbers of a ship's frame
Englisch - Türkisch

Definition von a space between the timbers of a ship's frame im Englisch Türkisch wörterbuch

room
{i} oda

Odada 2 tane pencere var. - The room has two windows.

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu. - There was nothing but an old chair in the room.

room
boşyer
room
{f} kalmak

Hangi odada kalmak istersiniz? - In which room would you like to stay?

room
mahal
room
(Bilgisayar) odası

Oturma odasında video oyunları oynarken annem bana onunla birlikte alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu. - When I was playing video games in the living room, Mother asked me if I would go shopping with her.

Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500. - This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.

room
meydan

Odadaki herkes ne meydana geldiğiyle ilgili sersemledi. - Everyone in the room was stunned by what happened.

room
fırsat
room
apartman

Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin. - When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.

room
yer

Arabada bir kişilik yer vardı. - There was room for one person in the car.

Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok. - There is no room to doubt that he is a gifted artist.

room
pansiyon

Bir pansiyonda yaşıyorum. - I live in a rooming house.

room
ç.daire
room
olanak
room
{i} neden

Neden bir odayı paylaşmıyoruz? - Why don't we share a room?

Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı. - It was very stuffy in that room with all the windows closed.

room
{i} boş yer

Herkes için yeterli boş yer var. - There's enough room for everybody.

room
{f} oturmak

O odada gerçekten oturmak istemiyorum. - I really don't want to sit in that room.

Englisch - Englisch
room
a space between
{n} ınterspace
a space between the timbers of a ship's frame

    Silbentrennung

    a space be·tween the timbers of a ship's frame

    Türkische aussprache

    ı speys bitwin dhi tîmbırz ıv ı şîps freym

    Aussprache

    /ə ˈspās bēˈtwēn ᴛʜē ˈtəmbərz əv ə ˈsʜəps ˈfrām/ /ə ˈspeɪs biːˈtwiːn ðiː ˈtɪmbɜrz əv ə ˈʃɪps ˈfreɪm/
Favoriten