Englisch - Türkisch
Definition von a small juicy green or purple fruit that grows on a vine im Englisch Türkisch wörterbuch
- grape
- üzüm
O bir sepet üzümü karıştırarak inceliyor.
-She is picking over a basket of grapes.
Bu üzümlerin tadı ekşi.
-These grapes taste sour.
- grape
- eskiden toplara doldurulan demir parçaları
- grape
- grape brandy üzüm rakısı
- grape
- atın ayağında olan bir hastalık
- grape
- peşrev
- grape
- misket
- grape
- {i} sığır veremi
- grape
- grape hya cinth salkımlı sümbül
- grape
- grape leaf hopper asma yaprağını yiyen zararlı
- grape
- asma
Gelecek yıllarda, asma çok üzüm verecek.
-In the years to come, the vine will give many grapes.
Bu asmanın üzümleri çok iyi.
-The grapes of this vine are very good.
- grape
- üzüm tanesi
- grape
- {i} atın diz içindeki yara
- grape
- salkım
Üzümler salkımla yetişir.
-Grapes grow in bunches.
Tom bir salkım üzüm aldı ve onları yedim.
-Tom bought a bunch of grapes and I ate them.
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von a small juicy green or purple fruit that grows on a vine im Englisch Englisch wörterbuch
- grape
a small juicy green or purple fruit that grows on a vine
Silbentrennung
a small juic·y green or pur·ple fruit that grows on a vineTürkische aussprache
ı smôl cusi grin ır pırpıl frut dhıt grōz ôn ı vaynAussprache
/ə ˈsmôl ˈʤo͞osē ˈgrēn ər ˈpərpəl ˈfro͞ot ᴛʜət ˈgrōz ˈôn ə ˈvīn/ /ə ˈsmɔːl ˈʤuːsiː ˈɡriːn ɜr ˈpɜrpəl ˈfruːt ðət ˈɡroʊz ˈɔːn ə ˈvaɪn/
Resimler
Favoriten