Bir evcil hayvan olarak o bir papağan besler.
- She keeps a parrot as a pet.
ABD hükümeti İngiltereye her zaman Amerika'nın evcil hayvanı olarak bakmıştır.
- The American government has always regarded England as America's house pet.
Tom öğretmenin gözdesi.
- Tom is the teacher's pet.
O, öğretmenin gözdesidir.
- He is the teacher's pet.
Koko'ya yeni bir evcil hayvan vermek istediler.
- They wanted to give Koko a new pet.
Ben çocukken, komşuları korkutmak için bir evcil kahverengi ayım olsun istedim.
- When I was little, I wanted to have a pet brown bear to scare my neighbors.
Onların köpeğini okşamıyorum.
- I'm not petting their dog.
Tom köpeğini okşamak için eğildi.
- Tom bent down to pet his dog.
Sen öğretmenin sevgilisisin.
- You're the teacher's pet.