a single particle of a substance

Englisch - Türkisch

Definition von a single particle of a substance im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

grain

{i} tanecik

grain

(Mühendislik) tane

Bir sahilde kum tanelerinin sayısı hesaplanabilir. - The number of grains of sand on a beach is calculable.

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

grain

tahıl

Onlar birçok ülkeye tahıl ihracatı yapıyorlar. - They export grain to many countries.

Almanya tahıl ihraç ediyor mu? - Does Germany export grain?

grain

greyn

grain

(Gıda) hububat tanesi

grain

(Tekstil) kumaş çizgisi

grain

zerrecik

grain

parça

grain

zerre

Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok. - There is not a grain of truth in his story.

grain

tohum

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler. - Farmers sow grain seeds in spring.

grain

mermer taklidi boyamak

grain

{f} damarlı yapmak

grain

{i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi

grain

{i} (bir ağaç parçasının içindeki)

grain

(isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey

grain

ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak

grain

{i} damarlı yüzey

grain

(Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram

grain

hububat,tohum

Englisch - Englisch

Definition von a single particle of a substance im Englisch Englisch wörterbuch

grain

a grain of salt.

Silbentrennung

a sin·gle par·ti·cle of a sub·stance

Türkische aussprache

ı sînggıl pärtıkıl ıv ı sʌbstıns

Aussprache

/ə ˈsəɴɢgəl ˈpärtəkəl əv ə ˈsəbstəns/ /ə ˈsɪŋɡəl ˈpɑːrtəkəl əv ə ˈsʌbstəns/