Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
- They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.
Bazı çıkartmalar satın almak istiyorum.
- I'd like to buy some stickers.
O hançeri böyle tutmalısın.
- You must hold that dagger like this.
Tom Mary'yi bir hançerle bıçakladı..
- Tom stabbed Mary with a dagger.
Dan etiketi bile kaldırmadı.
- Dan didn't even remove the sticker.
Tanıdığım kimse bir araba için hiç etiket fiyatını ödemedi.
- Nobody I know ever paid sticker price for a car.