O, atını fırçalamayı sever. - She loves brushing her horse.
O, atını fırçalamayı sever.
She loves brushing her horse.
Tom dişlerini fırçalamadan yattı. - Tom went to bed without brushing his teeth.
Tom dişlerini fırçalamadan yattı.
Tom went to bed without brushing his teeth.