Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- There is a flower shop near by.
Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz.
- We're going downtown to go shopping.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
- The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.
- I like shopping in used-book stores and in used-clothing shops.
Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
- The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
Bir süre iş konuşalım.
- Let's talk shop for a while.
Okuldan sonra bazen mağazada anne babama yardım ederim.
- I sometimes help my parents in the shop after school.
Okulun yakınındaki birçok dükkan şimdi cumartesi günleri kapalı.
- Most shops near the school are closed on Saturdays now.
Ben bunu bir hayır kurumu mağazasından aldım.
- I bought it at a thrift shop.
Tom kontrol ettirmek için arabasını tamirhaneye getirdi.
- Tom brought his car to the repair shop to have it checked.
Sami'nin bir araba tamirhanesi var.
- Sami owns an auto body shop.
Tamir atölyesine gidiyorum.
- I'm going to the repair shop.
Sen telefon ettiğinde ben sadece alışverişe çıkmak üzereydim.
- I was just about to go out shopping when you telephoned.
New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.
- I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York.
Acele etme. Alışveriş yapmak için bütün öğleden sonramız var.
- Take your time. We have all afternoon to shop.
I went shopping ; he’s shopping for clothes.
... what's your favorite coffee shop I said there's no need to have one ...
... I'm in a mood to eat something, to drink, to shop. ...