a settled yearly allowance, a salary

listen to the pronunciation of a settled yearly allowance, a salary
Englisch - Türkisch

Definition von a settled yearly allowance, a salary im Englisch Türkisch wörterbuch

pension
{i} emekli maaşı

Tom'un kesinlikle bir emekli maaşı var. - Tom certainly has a pension.

Büyük babam bir emekli maaşı ile yaşıyor. - My grandfather is living on a pension.

pension
{i} emeklilik

Onun küçük bir emeklilik maaşıyla yaşaması zordu. - It was hard for him to live on his small pension.

Başkan emeklilikleri revize etmek için koalisyon ortaklarını ikna etmeye çalıştı. - The Prime Minister tried to convince his coalition partners to overhaul pensions.

pension
emekli aylığı

O, küçük bir emekli aylığıyla yaşıyor. - She lives on a small pension.

Şirket, hayatını idame ettirmesi için, ona yetecek kadar bir emekli aylığı bağladı. - The company gave him enough pension to live on.

pension
{f} emekli etmek
pension
emekli maaşı vermek
pension
{f} emekli aylığı vermek, aylık bağlamak
pension
aylık bağlamak
pension
{i} emekli aylığı/maaşı
pension
emekli aylık
pension
{f} emekliye sevketmek
pension
{i} pansiyon
pension
{i} yatılı okul
pension
emekliye sevk et
pension
pension off emekli aylığı bağlayıp işten çıkarmak
pension
pansiyon ücreti
pension
{i} konaklama hizmetleri (otel)
Englisch - Englisch
{n} pension